2009-01-13

Tuhaf bir gün...

headcleaner olarak ekşi sözlüğe fui'nin "sen de yazsana" davetiyle geldiğim ilk günlerde 10 entry girerek çaylaklık dönemi yaşanıyordu. On entry sonrası yazarlığa kabul edildiğimi 8 ay sonra fark etmiştim. Bu çaylaklık dönemi entrylerime bugün sözlük hesabımı sildikten sonra baktığımda zihnimde güzel anılar canlandı. ne kadar da heyecanlıymışım... işte çaylaklık dönemi entrylerinden...

Başlık : Nick Cave
Entry :
Konser öncesi katıldığım basın toplantısında yeni yılda John Hillcoat ile birlikte yaptıkları bir filmi olduğundan ve bir gün kendisi bir film çekecek olursa bunun Red Right Hand'in senaryolaştırılmış hali olacağından bahsederek beni havalara uçuran adam. 18.09.2001


9 Temmuz 2001 tarihli o müthiş Nick Cave and the Bad Seeds istanbul konseri öncesinde öğlen saat 12:00'de The Marmara otelinin şimdi hatırlamadığım bilmemkaçıncı katında bir basın toplantısı düzenlenmişti. Bir elimde fotoğraf makinesi bir elimde video kamera ile katılmıştım bu basın toplantısına. Tabi basın toplantısına katılma şeklim apayrı bir hikaye. Bu basın toplantısında gelen bir soruya karşılık yeni projelerinden bahsederken John Hillcoat ile birlikte bir film yaptığından bahsetmişti. Bu film 2005'te bitirilebilen ve vizyona çıkan "The Proposition" idi. Şimdilerde de bu ikili "Death of a ladies man" adlı yeni bir film projesi için kafa patlatıyorlar...

Çok tuhaf bir gündü 9 Temmuz 2001 pazartesi... Yıllar boyu çok sevdiğim grup yaşadığım şehre gelmiş, konser verecekti ve ben o çok sevdiğim grubun hayran olduğum esas adamı ile karşı karşıyaydım o basın toplantısında. Basın toplantısı bittiğinde yanımdan geçip gitti... Akşam konserde tekrar göreceğimi düşünerek basın toplantısının yapıldığı salondan çıktım, aşağıya inmek için asansör beklemeye başladım... Geldi ve kapısı açıldı... Ama şaka gibiydi, bir an durdum, sendeledim, giremedim asansöre birkaç saniye... Zira o çok sevdiğim grubu Nick Cave ile birlikte kuran, o yıllarda zihinlerimizde PJ Harvey'e eşlik ettiği To Bring You My Love albümü ile de kazınmış multi enstrümentalist müthiş insan Mick Harvey asansördeydi birkaç kişi ile birlikte... Birkaç saniye sonra attım kendimi asansöre, aşağıya iniyorduk, kimbilir nasıl bir hızla... Bir an göz göze geldik Mick Harvey ile gülümsedim, gülümseyerek karşılık verdi. Asansör giriş katına gelmişti, kapı açıldı ve yüzümde aynı gülümsemeyle the marmaradan çıktım... Temmuz öğlen sıcağı, günün sadece yarısı bitmiş ancak başıma gelecekler henüz bitmemişti...

8 yorum:

b. dedi ki...

sayın headcleaner;
belli ki kendisinin 2001 istanbul ziyareti hepimize nefis anılar bahşetti.
ben de mr.cave'i bir gün önce ayağında parmak arası terliklerle nevizade'de görmüş, alkolün etkisiyle gözlerimi ovuşturmuştum.. heyhat! tekrar gözlerimi açtığımda bir hayal gibi yokolup gitmişti..

headcleaner dedi ki...

sayın vaziyet
aynı gün kendisinin kapalıçarşıdan tespih falan aldığı da tespit edilmiştir. ayrıca 9 temmuz ile ilgili anılarım biraz daha devam edecek.

mcdonell dedi ki...

entryleri de alıp gitmen kötü olmuş, zira bayagı bir neubauten külliyatı oluşmuştu sayende. neyse kazara da olsa burayı bulmuş olmam toy bir neubauten hayranı olarak işime yarar umarım.

headcleaner dedi ki...

birçok neubauten yazımı buraya taşımayı düşünüyorum, hem yorum yazan okuyucular sayesinde daha interaktif bir hal bile alabilir.

Adsız dedi ki...

tam da mesaj atacaktım sozluk'ten gitmiş olduğunu gördüm (cruelclown ben), gerçekten yazık olmuş, çok güzel entryler vardı. sözlüğe tavır mıdır?


neyse ki google sağolsun burayı bulabildim, sorumu soracak olursam da, neubauten cephesinde yeni bir gelişme var mı bildiğin? geçen sene berlin konserine gidebildim de hala unutamıyorum.

headcleaner dedi ki...

sözlüğe tavır diyemem, ama sözlüğün kendine aldığı tavrı benimsememek denebilir belki... turne var bu sene gibi... düşük de olsa istanbul olasılığı da var. esas olay 2010, 30ncu yıl kutlanacak.

Adsız dedi ki...

yeni albüm vs. phase 4'e dair hiç bir şey göremedim mesela.

headcleaner dedi ki...

phase 4 belki de hiç olmayacak... yeni albüm için stüdyoya da girmediler. öyle bi suskunluk dönemidir gidiyor.

Heliantus Annus

Su perisi Clytia, Apollo'ya ölesiye aşıktır. Apollo ise Leucothea'ya aşık olduğundan beri onunla ilgilenmemektedir. Clytia, Apollo...