2009-05-30

And the Ass Saw the Angel

1989 yılında Black Spring Press tarafından yayınlanmış Nick Cave romanı And The Ass Saw The Angel! Kitapta Euchrid Eucrow adlı sessiz bir oğlanın hikayesi anlatılmaktadır. Prolog'un ardından kitaba başlar başlamaz, The Firstborn Is Dead albümünden Tupelo'nun şarkı sözlerinden yoğrulmuş "doğum" hikayesi karşılar bizi. Tupelo'da ve burada bahsedilen doğum da aslen Elvis Aaron Presley'in hikayesinin Nick Cave tarafından mitleştirilmiş yorumundan başka birşey değildir. Zira Tupelo'da Elvis Presley'in doğduğu kasabanın adıdır. Aynı zamanda Elvis Presley'in de bir ikizi vardır (jesse garon) ve doğumundan kısa bir süre sonra ölmüştür. Nick Cave mitleştirdiği bu hikayeyi, yazdığı kitabın kahramanı Euchrid için de uygun bulmuştur. Tabii Tupelo'nun bulunduğu Firstborn Is Dead albümünün 3 Haziran 1985 çıkışlı olması, 1984 yılında berline taşınan Nick Cave'in "And The Ass Saw The Angel" kitabını berlinde yazmaya başladığı bilgilerini gözönünde bulundurduğumuzda Elvis Presley mitini önce kitabı için mi yazıp ardından Tupelo adlı şarkısında kullandı yoksa önce şarkıda kullanıp ardından Euchrid'e mi uyarladı net olarak bilemiyoruz.


Nick Cave - Berlinde And the Ass Saw the Angel'ı yazdığı evden bir kare

And the ass saw the angel'da karşımıza çıkan tek şarkı Tupelo değil elbette. Yine ilk bölümlerde geçen Euchrid'in sarhoş annesiyle ilgili bir paragraf 1988 yılı albümü Tender Prey'de bulunan Up Jumped The Devil'a büyük esin kaynağı olmuştur. Euchrid'in sarhoş annesinin başrolü oynadığı başka bir şarkı da 1996 yılı çıkışlı Murder Ballads'taki Crow Jane'dir.

Nick Cave'in kitabı ithaf ettiği Anita da o dönemki sevgilisi Anita Lane'dir. Kitap yayınlandığı dönemde büyük ilgi görmüş, Nick Cave'in popülaritesine büyük katkı sağlamıştı. 1988 yılında Tender Prey albümünün ilk kopyalarıyla birlikte japonya baskısında sınırlı sayıda bonus olarak 12 inch'lik And the Ass Saw the Angel adlı single'da Nick Cave'in müzik eşliğinde kitaptan okuduğu alıntılar bulunmakta idi.

Ardından ekim 1993 the napier st. theater'da (melbourne avustralya) sadece tek geceliğine teatral bir kukla şovu olarak sahnelenmiştir. Teatral performanstaki kukla Euchrid Eucrow'dan başkası değildir. Performansa canlı soundtracki Mick Harvey ve Ed-Clayton Jones yapmıştır. Bu tiyatro soundtrack'i tadındaki nefis çalışma 1999 yılında Mute Records tarafından başına 1988 yılında sınırlı sayıda yayınlanan Nick Cave okumaları da eklenerek piyasaya sınırlı sayıda sürülmüştür.


Kitap geçtiğimiz yıllarda Altı Kırkbeş yayınları tarafından da türkçeye çevrilmiş ve "Ve Eşek Meleği Gördü" adı ile yayınlanmıştır.


Elimdeki orjinal baskının kapağı

8 yorum:

Gülben dedi ki...

Ah awoke to the aroma of lavender.
Ah tried to open mah eyes but mah left eye felt like it had two angry leeches for lids, leaving me the merest slit to see through. Mah right eye simply would not open at all. Everything ah could see was bathed in a scarlet light and ah wondered where the fuck ah was. Was ah still in the land of the living? Had ah died and gone to Hell?
Then a cool hand descended and touched mah brow lightly. It was attached to a pale, draped arm and the arm was part of the sweetly-scented body of Cosey Mo.
Cosey Mo da birisine refer ediyor mu? :)

headcleaner dedi ki...

And The Ass Saw The Angel ile aynı günlerde kaleme aldığı King Ink I adlı kitabında bulunan Thistles In The Soul başlıklı yazısı düşünüldüğünde Cosey Mo'nun erkek olma ihtimali bile olduğunu düşünmüştüm... Ama Anita Lane olma ihtimali de var elbette...
84-85 Berlin, Kreuzberg... punk ve neue deutsche welle dünyasında en şaaşalı günler... Nick Cave türk kahvesinde ince belli bardaktan çay içerken Win Wenders ile Der Himmel über Berlin'i ne zaman çekebiliriz muhabbeti yapıyor... pek acayip günler...

b. dedi ki...

vallahi bana kalırsa nick bey roman-senaryo filan yazma sevdasından vazgeçsin de kendini şarkılara versin bir zahmet!

headcleaner dedi ki...

senaryo konusunda çok yeni bir fiyasko yaşadı kendisi zaten... buyurun buradan yakın;
http://www.guardian.co.uk/music/2009/may/06/nick-cave-rejected-gladiator-script

b. dedi ki...

efendim yeni haberlere ne hacet, yukarıda bahis konusu olmuş kitap hayalkırıklığı idi, sonra o feci film neydi öyle?! filme sabretmemi sağlayan yegane şey müzik idi maalesef. ancak görülüyor ki vazgeçmeye niyeti yok!

Gülben dedi ki...

http://soundcloud.com/muterecords/heathen-child

yorumunuz sevgili headcleaner? :)

headcleaner dedi ki...

grinderman'i heyecan verici bulmuyorum malesef... peki ya siz buna ne diyorsunuz?

http://www.guardian.co.uk/film/2010/jul/27/nick-cave-remake-crow :)

Gülben dedi ki...

çok heyecan verici :))

Heliantus Annus

Su perisi Clytia, Apollo'ya ölesiye aşıktır. Apollo ise Leucothea'ya aşık olduğundan beri onunla ilgilenmemektedir. Clytia, Apollo...