2010-03-28

Sabrina (I wish this would be your color)

Karşılaştınız mı hiç; çok bildiğini sanıp, entellektüel bilgi birikimi ile çeşitli sanat eserlerini çözümleyen ve fakat yanlış bir yolda yürüdüğü hakkında bir fikir belirtildiğinde o aydın, duyarlı, her türlü sese ve yoruma açık kulaklarını tıkayan, hödükleşen, ısrar ettiğinizde çirkefleşen, natüründeki o tuhaf şeye dönen birisiyle?

Ben çok karşılaştım sanırım bunlarla... Şans işte...

Bir video klibin bir yönetmeni olduğunu ve yönetmenin klibi şarkı sözlerinden bağımsız bir duygu ve düşünce ile çekebileceğini düşünmek çok mu zor diye düşünmeden edemiyor insan. Klibi çekilmiş bir şarkı seçin sevdiklerinizden ve klip ile şarkı sözlerinin uyumluluğunu karşılaştırın, aklıma Nick Cave'in Straight To You klibi geliyor. Anton Corbijn'in çektiği müthiş güzel, eğlenceli ama bir o kadar da saçma klip ile o güzelim aşk şarkısı değerinden hiç birşey kaybetmiyor. Fakat kalkıp da video klipten şarkıya anlamlar yüklemek de çok salakça olur diye düşünüyorum.

İşte böyle birşeyle karşılaştım ve şarkı Einstürzende Neubauten'ın Sabrina adlı şarkısıydı... Böyle insanlarla karşılaşmamanız dileğiyle...



2010-03-14

Bir dönem kapanıyor!

Geçtiğimiz günlerde aldığım bir habere göre izmir rock camiasının en önemli figürlerinden biri olan Stüdyo Ümit kapanıyormuş! İzmir rock-metal camiasının gözdesi, dönemin olanaksızlıkları içerisinde rock metal dinleyicisine sevilen grupların albümlerini kaydeden, konserler düzenleyen, hayalleri süsleyen t-shirtlere erişim sağlayan mekan mp3 karşısında yenik düşerek kapanıyor... Bu üzücü haberle birlikte ekşi sözlük günlerinden Gizli Kalmış İzmir Rock Tarihi başlıklı yazımı copy paste ile şuraya iliştireyim.

İzmir'de 80'lerdeki rock olayına bir bakış atacak olursak sanıyorum ilk önce mekanlardan bahsetmeliyiz. Özellikle bandrol yasası öncesi plaktan kayıt yaptırılan mekanlar izmir rock tarihinde önemli oyunculardır. İzmirin çeşitli semtlerine yayılmış ancak meraklılarının her birine uzaklık göz etmeksizin belirli periyodlarda uğradığı bu müzik mağazalarından hatırladıklarıma şöyle bir bakacak olursak.

- Panda: alsancak gül sokakda bulunan bu müzik mağazası bandrol yasası çıkana kadar oldukça sıkı bir arşiv ile müşterilerine hizmet verirdi. bandrol yasası sonrası mekan ortaklarından bruno ayrıldı ve kayıt olayına son verdiler. ortalama 1-1,5 haftada sipariş ettiğiniz kaydı hazırlayan dükkanda mekan sahipleri ile pek karşılaşamadığınızdan çalışan kızın da "ben pek anlamam" yaklaşımından ötürü sadece bildiğimiz grupların albümlerini çektirebildiğimiz 32 dakikalık albümü 46'lık kasete çektikten sonra kalan boşluğa ek atmayan bir anlayışla kayıt yaparlardı.

- Siyam: heykel'den talatpaşa bulvarına daldığınızda soldaki ekim pasajında konuşlanmış mekan. sahibi rahmetli kenan amca vakti zamanında aramızda "sahtekar kenan" olarak anılırdı. Kenan amcanın müzikle pek alakası olmasa da izmirin sıkı arşivlerinden seçkin bey'in arşivi vitrini süsler, sahtekar kenan kayıtlardan sadece yüzde alırdı (tabi biz bunu yıllar sonra öğrendik). tuvalet kağıdı kalmadı zımpara verelim zihniyetli bir satıcı olan sahtekar kenan 1988 yılında çıkan `the new order` albümünün cd'sini px'den (bkz: post exchange) çıkarttığını iddia edip vitrinde duran cd kapağı ile saatlerce övündükten sonra albümü çektirtmeye kalktığınızda, albümü px'den çıkartan amerikalının cd'yi dinlemek için aldığını, ancak size `trence trent d'arby` çekebileceğini söyleyebilir (söylemiştir de). hatta `live in the raw` dünyada piyasaya çıktıktan sonra arayışa girmiş müşterilerine albümün isviçredeki bir arkadaşı tarafından haftaya getirileceğini, bir hafta sonra gittiğinizde de isviçredeki arkadaşın kayak yaparken bacağını kırdığı için bir gecikme yaşandığını "ama iyileşir iyileşmez getirecek" cümlesiyle size biraz daha beklemenizi tavsiye ederdi.

- Murat plak: güzelyalı'da bulunan küçük şirin bir dükkanda adından da anlaşılacağı üzere murat abi'nin mekanı. kayıt konusunda en ağır kanlı mekandı 3 haftayı bulan sürelerde bekleyişlere iterdi insanı. genelde müşterileri yakınındaki türk koleji ve fatih koleji öğrencileri olurdu.

- Phora: karşıyaka'da elif sineması pasajında bulunan dükkanın sahibi kel ergin idi. plakları daha sonradan phora'nın tam karşısında dükkan açan "hakan" tarafından getirilir ve kayıtları da hakan yapardı. dükkanda çalışan yusuf müşterilerle oldukça iyi anlaşırdı. ergin'in kızının 501 giydiği ve üstüne giydiği beyaz t-shirt'ün sırtına fırça ile bir ok çıkartıp 501'in etiketini işaret ettiği gibi tuhaf bir bilgi de var ama ne işe yarar bilinmez.

- Hakan Music: phora'nın tam karşısında, hakan'ın erginle kapışması sonrası kendine alper adlı bir ortak bularak açtığı dükkandır. dükkan açıldığında overkill'in fuck you ep'si tam da dükkanın phora'ya bakan kısmına itina ile yerleştirilmiştir. hakan tüm arşivini buraya taşıyıp kayıt işini kendi yapmaya devam ederek phora'nın bu konuda çöküşüne sebebiyet vermiştir. hakan'ın bir dönem kafayı sıyırıp aldığı fender jazz bass ile bathory çalışını izlemek çeşitli organlarla gülmeye sebebiyet verip gizli bir şekilde bu hadisenin kayıtlarına erişmek vakti zamanının en acayip şeylerinden biriydi.

- Tempo: karşıyaka sineması pasajında coşkun adlı enteresan bir kişinin dükkanı. 1987 yılında garage days'i ve under jolly roger albümünü vitrine taşıması ile daha bir önem kazanmış mekandır. ancak 45'lik formatındaki garage days'i 33'lük formatta kasete çekip bir çok kişinin dumurdan dumura koşmasına sebebiyet vermiştir. sipariş ettiğiniz albümü almanız da zaman zaman işkence haline dönüşürdü.

- Stüdyo Ümit: konak'ta sümerbank'ın çapraz karşısında bulunan izmir rock tarihinin en önemli mekanlarından. gerçi bu konu kendi başlığı altında inceleniyor ancak sex pistols'ın `the great rock'n roll swindle` adlı şarkısında geçen "we all get cash from the chaos" cümlesinin ne kadar uygun olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

evet izmirde bu mekanlarda istenilen albümler bulunur, kayıt verilir günlerce haftalarca beklenir ve kasetler alındıktan sonra mutlu olunurdu dinlenir, paylaşılır, konuşulurdu. elbette izmir rock tarihi dediğimizde olay mekanlarla bitmiyor pub, bar, takılınılan yer, gruplar, kişiler ve şehir efsaneleri gibi konulara da bi ara bakarız...

Heliantus Annus

Su perisi Clytia, Apollo'ya ölesiye aşıktır. Apollo ise Leucothea'ya aşık olduğundan beri onunla ilgilenmemektedir. Clytia, Apollo...